
Gün Işığında Suikast / The Living Daylights izle
1080p Filmler 2010 ve Öncesi 4K Filmler Aksiyon Filmleri Blu Ray Filmleri Gerilim Filmleri Macera Filmleri Türkçe Dublaj Yabancı Filmler
Yönetmen:
John Glen Filmleri
"The Living Daylights" (1987), James Bond serisinin 15. filmidir ve Timothy Dalton’un James Bond karakterini canlandırdığı ilk filmidir. John Glen’in yönetmenliğini üstlendiği bu film, Bond’un daha sert ve ciddi bir versiyonunu sunar. Film, Ian Fleming'in yazdığı "The Living Daylights" adlı kısa öyküsünden esinlenerek çekilmiştir, ancak hikaye büyük ölçüde özgün bir şekilde geliştirilmiştir. Bu film, Bond serisinin "soğuk savaş" temasını işlemeye devam ederken, daha az süper kahraman havası ve daha gerçekçi bir yaklaşım sergilemiştir.
Genel Bilgiler:
Yönetmen: John Glen
Senaryo: Richard Maibaum, Michael G. Wilson (Ian Fleming'in kısa öyküsünden esinlenerek)
Yapımcılar: Michael G. Wilson, Barbara Broccoli
Müzik: John Barry
Dağıtım: MGM/UA
Çıkış Tarihi: 31 Temmuz 1987 (İngiltere), 14 Ağustos 1987 (ABD)
Tür: Aksiyon, Casusluk, Gerilim
Süre: 130 dakika
Bütçe: 40 milyon dolar
Hasılat: 191 milyon dolar (dünya çapında)
Konu Özeti:
"The Living Daylights", James Bond'un soğuk savaş dönemindeki casusluk dünyasında yaptığı bir görevle başlar. Film, MI6'ın doğrudan müdahalesiyle, Doğu Almanya'daki bir casusun kaçışını sağlamayı amaçlayan bir görevde Bond'un yer almasını konu alır. Bond, bu görev sırasında KGB ajanı General Georgi Koskov'u (Jeroen Krabbé) kaçırmaya çalışırken, işlerin iç yüzünün çok daha karmaşık ve tehlikeli olduğunu fark eder.
Koskov’un, Sovyetler Birliği’ndeki yüksek pozisyonundan kaçarken, Batı’ya sığındığı ve orada Batı’nın desteklediği bir savaş mafyasının parçası olduğu ortaya çıkar. Koskov’un amacı, sahte bir silah anlaşması ve soğuk savaşın tırmandırılması ile Sovyetler Birliği'ni yeniden tehdit etmektir. Bond, Koskov’un planlarını bozmaya çalışırken, bir Silah Ticareti çetesini keşfeder ve bununla mücadele eder.
Bond, görevi sırasında Kara Elmas adlı bir kadın suikastçı olan Kara Milovy (Maryam d'Abo) ile karşılaşır. Kara, Koskov’un eski sevgilisi olup, Bond’un yardımına ihtiyaç duyar. Bond, Kara’yı koruyarak, Koskov ve Sovyetler arasındaki karmaşık ilişkileri çözmeye çalışır.
Film, Bond’un hem Sovyetler Birliği’ni tehdit eden silah ticaretini çözmesi hem de kendi kimliğini sorgulayan bir casus olarak içsel bir mücadeleye girmesini anlatır.
Ana Karakterler:
James Bond (Timothy Dalton): Bond’un bu versiyonu, daha sert, daha ciddi ve daha karanlık bir karakter olarak izleyiciye sunulmuştur. Dalton, Bond’u, zihinsel ve duygusal açıdan daha derin bir şekilde işleyen ve fiziksellikten öteye geçen bir karakter olarak canlandırır. Karakter derinliği ve etik sorgulama, Dalton’ın Bond'uyla belirgin bir tema haline gelir.
Kara Milovy (Maryam d'Abo): Kara Milovy, Koskov’un eski sevgilisi olan ve ona yardım etmeye çalışan bir Çek solisttir. Bond, Kara’yı koruyarak, hem ondan romantik anlamda etkilenir hem de önemli bilgiler edinir. Kara Milovy, Bond'un karakter gelişimine önemli katkılar sağlayan bir figürdür.
General Georgi Koskov (Jeroen Krabbé): Koskov, Sovyetler Birliği'nin yüksek rütbeli bir subayıdır. Batı’yı kandırmaya çalışarak silah ticareti yapmayı hedefler. Koskov, soğuk savaş dönemindeki sovyet tehditleri ile ilgili bir aldatmacayı temsil eder. Koskov’un karakteri, kötü niyetli bir figür olarak filmde karşımıza çıkar.
Sovyet Subayı Necros (Andreas Wisniewski): Necros, Koskov’un ölümüne kadar peşinden gelen bir suikastçıdır. Sovyetler’in ajanı olan Necros, Bond’a ve Kara’ya karşı tehdit oluşturur. Özellikle aksiyon sahnelerinde öne çıkar ve kasvetli, tehditkar bir karakter olarak Bond’un karşısına çıkar.
M (Robert Brown): M, Bond’un patronu ve MI6’ın başkanıdır. Filmdeki politik stratejiler ve soğuk savaş oyunları açısından önemli bir rol oynar. Bond’a görevi verir ve süreci yönlendirir.
Q (Desmond Llewelyn): Q, Bond’a yine yeni teknolojik cihazlar sağlar. Bu filmde, Bond’un kullandığı araba (Aston Martin V8 Vantage) ve diğer gadget’lar, aksiyon sahnelerinde önemli bir yer tutar.
Temalar ve Konular:
Soğuk Savaş: Film, soğuk savaşın gerilim dolu atmosferinde geçer. Bond, doğrudan Soğuk Savaş’ı manipüle etmeye çalışan bir silah ticaretine karşı savaşırken, aynı zamanda doğu-batı gerilimini yansıtan bir dünyada mücadele eder. Sovyetler Birliği ve Batı arasındaki gizli oyunlar, filmdeki ana temalardan biridir.
Aşk ve Sadakat: Kara Milovy ile olan ilişkisi, Bond’un kişisel dünyasında aşk ve sadakatle ilgili bir keşif sürecini başlatır. Kara’nın sürekli olarak içinde olduğu tehlikeli ortamda, Bond’un ona olan bağlılığı, filmde derinlikli bir duygusal tema oluşturur.
Çatışan İdeolojiler: Sovyetler ve Batı arasındaki politik ideolojiler üzerine yapılan mücadele, filme ideolojik bir alt metin katar. Bond’un bir ajan olarak görevini yerine getirirken, moral ve etik değerlerle ilgili sürekli sorgulamalar yapması, filmde önemli bir yer tutar.
Gizli Operasyonlar ve Casusluk: Filmdeki aksiyonun çoğu, gizli operasyonlar ve casusluk taktikleri etrafında şekillenir. Teknoloji ve silahlar, Bond’un görevini yerine getirmesinde önemli bir yer tutar.
Aksiyon ve Yönetmenlik:
John Glen, aksiyon ve gerilim açısından başarılı bir film yönetmiştir. The Living Daylights, bol aksiyon sekansları ve gerilimli sahneleriyle dikkat çeker. Filmde, araba kovalamacaları, uçaklar ve gizli operasyonlar gibi Bond serisinin tipik özelliklerine yer verilmiştir.
Özellikle Aston Martin V8 Vantage arabanın Bond’un gadget’larıyla donatılması, aksiyon sahneleri açısından önemli bir unsurdur. Ayrıca, Necros’un Bond’a karşı düzenlediği suikastlar ve savaş sahneleri, filmin aksiyonunu zenginleştiren anlar arasında yer alır.
Timothy Dalton’un Bond karakteri, önceki Bond’lardan daha gerçekçi ve fiziksel anlamda daha serttir. Dalton, Bond'u daha insancıl ve içsel çatışmalarla mücadele eden bir figür olarak sunar. Bu, Bond karakterinin gelişimi açısından önemli bir fark yaratır.
Eleştiriler ve Tepkiler:
"The Living Daylights", genel olarak olumlu eleştiriler aldı. Timothy Dalton’ın performansı çoğunlukla takdir edilmiştir çünkü Brosnan’dan önceki Bond karakterine kıyasla daha karanlık, daha ciddi ve daha az şovmen bir yaklaşım sergilemiştir. Bu Bond, daha insanî ve duygusal bir yaklaşım sergileyen bir karakter olarak tanımlanmıştır.
Filmin aksiyon sekansları ve gizli operasyonlar oldukça beğenilmiş, ancak bazı izleyiciler için soğuk savaş temalı senaryo biraz eski kalmış olabilir. Bununla birlikte, Dalton’ın Bond karakteri ile izleyiciler arasında güçlü bir bağ kurulduğu söylenebilir.
"The Living Daylights", Bond serisinin önemli bir filmidir ve Timothy Dalton’ın Bond versiyonunu tanıtan, yenilikçi ve gerçekçi bir yapım olarak öne çıkar. Bond’un daha karanlık bir versiyonunun işlendiği bu film, seriye yeni bir soluk getirmiştir.
Genel Bilgiler:
Yönetmen: John Glen
Senaryo: Richard Maibaum, Michael G. Wilson (Ian Fleming'in kısa öyküsünden esinlenerek)
Yapımcılar: Michael G. Wilson, Barbara Broccoli
Müzik: John Barry
Dağıtım: MGM/UA
Çıkış Tarihi: 31 Temmuz 1987 (İngiltere), 14 Ağustos 1987 (ABD)
Tür: Aksiyon, Casusluk, Gerilim
Süre: 130 dakika
Bütçe: 40 milyon dolar
Hasılat: 191 milyon dolar (dünya çapında)
Konu Özeti:
"The Living Daylights", James Bond'un soğuk savaş dönemindeki casusluk dünyasında yaptığı bir görevle başlar. Film, MI6'ın doğrudan müdahalesiyle, Doğu Almanya'daki bir casusun kaçışını sağlamayı amaçlayan bir görevde Bond'un yer almasını konu alır. Bond, bu görev sırasında KGB ajanı General Georgi Koskov'u (Jeroen Krabbé) kaçırmaya çalışırken, işlerin iç yüzünün çok daha karmaşık ve tehlikeli olduğunu fark eder.
Koskov’un, Sovyetler Birliği’ndeki yüksek pozisyonundan kaçarken, Batı’ya sığındığı ve orada Batı’nın desteklediği bir savaş mafyasının parçası olduğu ortaya çıkar. Koskov’un amacı, sahte bir silah anlaşması ve soğuk savaşın tırmandırılması ile Sovyetler Birliği'ni yeniden tehdit etmektir. Bond, Koskov’un planlarını bozmaya çalışırken, bir Silah Ticareti çetesini keşfeder ve bununla mücadele eder.
Bond, görevi sırasında Kara Elmas adlı bir kadın suikastçı olan Kara Milovy (Maryam d'Abo) ile karşılaşır. Kara, Koskov’un eski sevgilisi olup, Bond’un yardımına ihtiyaç duyar. Bond, Kara’yı koruyarak, Koskov ve Sovyetler arasındaki karmaşık ilişkileri çözmeye çalışır.
Film, Bond’un hem Sovyetler Birliği’ni tehdit eden silah ticaretini çözmesi hem de kendi kimliğini sorgulayan bir casus olarak içsel bir mücadeleye girmesini anlatır.
Ana Karakterler:
James Bond (Timothy Dalton): Bond’un bu versiyonu, daha sert, daha ciddi ve daha karanlık bir karakter olarak izleyiciye sunulmuştur. Dalton, Bond’u, zihinsel ve duygusal açıdan daha derin bir şekilde işleyen ve fiziksellikten öteye geçen bir karakter olarak canlandırır. Karakter derinliği ve etik sorgulama, Dalton’ın Bond'uyla belirgin bir tema haline gelir.
Kara Milovy (Maryam d'Abo): Kara Milovy, Koskov’un eski sevgilisi olan ve ona yardım etmeye çalışan bir Çek solisttir. Bond, Kara’yı koruyarak, hem ondan romantik anlamda etkilenir hem de önemli bilgiler edinir. Kara Milovy, Bond'un karakter gelişimine önemli katkılar sağlayan bir figürdür.
General Georgi Koskov (Jeroen Krabbé): Koskov, Sovyetler Birliği'nin yüksek rütbeli bir subayıdır. Batı’yı kandırmaya çalışarak silah ticareti yapmayı hedefler. Koskov, soğuk savaş dönemindeki sovyet tehditleri ile ilgili bir aldatmacayı temsil eder. Koskov’un karakteri, kötü niyetli bir figür olarak filmde karşımıza çıkar.
Sovyet Subayı Necros (Andreas Wisniewski): Necros, Koskov’un ölümüne kadar peşinden gelen bir suikastçıdır. Sovyetler’in ajanı olan Necros, Bond’a ve Kara’ya karşı tehdit oluşturur. Özellikle aksiyon sahnelerinde öne çıkar ve kasvetli, tehditkar bir karakter olarak Bond’un karşısına çıkar.
M (Robert Brown): M, Bond’un patronu ve MI6’ın başkanıdır. Filmdeki politik stratejiler ve soğuk savaş oyunları açısından önemli bir rol oynar. Bond’a görevi verir ve süreci yönlendirir.
Q (Desmond Llewelyn): Q, Bond’a yine yeni teknolojik cihazlar sağlar. Bu filmde, Bond’un kullandığı araba (Aston Martin V8 Vantage) ve diğer gadget’lar, aksiyon sahnelerinde önemli bir yer tutar.
Temalar ve Konular:
Soğuk Savaş: Film, soğuk savaşın gerilim dolu atmosferinde geçer. Bond, doğrudan Soğuk Savaş’ı manipüle etmeye çalışan bir silah ticaretine karşı savaşırken, aynı zamanda doğu-batı gerilimini yansıtan bir dünyada mücadele eder. Sovyetler Birliği ve Batı arasındaki gizli oyunlar, filmdeki ana temalardan biridir.
Aşk ve Sadakat: Kara Milovy ile olan ilişkisi, Bond’un kişisel dünyasında aşk ve sadakatle ilgili bir keşif sürecini başlatır. Kara’nın sürekli olarak içinde olduğu tehlikeli ortamda, Bond’un ona olan bağlılığı, filmde derinlikli bir duygusal tema oluşturur.
Çatışan İdeolojiler: Sovyetler ve Batı arasındaki politik ideolojiler üzerine yapılan mücadele, filme ideolojik bir alt metin katar. Bond’un bir ajan olarak görevini yerine getirirken, moral ve etik değerlerle ilgili sürekli sorgulamalar yapması, filmde önemli bir yer tutar.
Gizli Operasyonlar ve Casusluk: Filmdeki aksiyonun çoğu, gizli operasyonlar ve casusluk taktikleri etrafında şekillenir. Teknoloji ve silahlar, Bond’un görevini yerine getirmesinde önemli bir yer tutar.
Aksiyon ve Yönetmenlik:
John Glen, aksiyon ve gerilim açısından başarılı bir film yönetmiştir. The Living Daylights, bol aksiyon sekansları ve gerilimli sahneleriyle dikkat çeker. Filmde, araba kovalamacaları, uçaklar ve gizli operasyonlar gibi Bond serisinin tipik özelliklerine yer verilmiştir.
Özellikle Aston Martin V8 Vantage arabanın Bond’un gadget’larıyla donatılması, aksiyon sahneleri açısından önemli bir unsurdur. Ayrıca, Necros’un Bond’a karşı düzenlediği suikastlar ve savaş sahneleri, filmin aksiyonunu zenginleştiren anlar arasında yer alır.
Timothy Dalton’un Bond karakteri, önceki Bond’lardan daha gerçekçi ve fiziksel anlamda daha serttir. Dalton, Bond'u daha insancıl ve içsel çatışmalarla mücadele eden bir figür olarak sunar. Bu, Bond karakterinin gelişimi açısından önemli bir fark yaratır.
Eleştiriler ve Tepkiler:
"The Living Daylights", genel olarak olumlu eleştiriler aldı. Timothy Dalton’ın performansı çoğunlukla takdir edilmiştir çünkü Brosnan’dan önceki Bond karakterine kıyasla daha karanlık, daha ciddi ve daha az şovmen bir yaklaşım sergilemiştir. Bu Bond, daha insanî ve duygusal bir yaklaşım sergileyen bir karakter olarak tanımlanmıştır.
Filmin aksiyon sekansları ve gizli operasyonlar oldukça beğenilmiş, ancak bazı izleyiciler için soğuk savaş temalı senaryo biraz eski kalmış olabilir. Bununla birlikte, Dalton’ın Bond karakteri ile izleyiciler arasında güçlü bir bağ kurulduğu söylenebilir.
"The Living Daylights", Bond serisinin önemli bir filmidir ve Timothy Dalton’ın Bond versiyonunu tanıtan, yenilikçi ve gerçekçi bir yapım olarak öne çıkar. Bond’un daha karanlık bir versiyonunun işlendiği bu film, seriye yeni bir soluk getirmiştir.
Henüz hiç yorum yapılmamış.
İlk yorumu yapan sen olmak istemez misin?