
Ejderha Dövmeli Kız / The Girl with the Dragon Tattoo İzle
1080p Filmler 2011 Filmleri Dram Filmleri Gerilim Filmleri Gizem Filmleri IMDB Filmler Suç Filmleri Türkçe Dublaj Yabancı Filmler
Yönetmen:
David Fincher Filmleri
The Girl with the Dragon Tattoo (Türkçeye Ejderha Dövmeli Kız olarak çevrilmiştir), David Fincher tarafından yönetilen 2011 yapımı bir gerilim-dram filmidir. Film, Stieg Larsson’ın aynı adlı romanından uyarlanmıştır ve Millennium Üçlemesinin ilk kitabını temel alır. Bu film, şüpheli cinayetlerin, gizemli aile sırlarının ve derin bir sosyal eleştirinin birleşimi olarak dikkat çeker.
Genel Bilgiler:
Yönetmen: David Fincher
Senaryo: Steven Zaillian (kitap uyarlaması)
Yapımcılar: Scott Rudin, Ole Sondberg, Søren Stærmose, David Fincher
Müzik: Trent Reznor ve Atticus Ross
Çıkış Tarihi: 21 Aralık 2011 (ABD)
Süre: 158 dakika
Bütçe: 90 milyon dolar
Hasılat: 232 milyon dolar (dünya çapında)
Konu Özeti:
Film, Mikael Blomkvist (Daniel Craig) adında, Millennium adlı derginin muhabiri ve yazarı olan bir gazetecinin hikayesini anlatır. Blomkvist, işlediği bir skandalın ardından hapis cezası almış ve profesyonel kariyerine darbe almıştır. Bu süreçte, ona Harriet Vanger adlı kaybolmuş bir genç kadının kaybolma olayı üzerinde çalışması için bir görev gelir. Harriet Vanger, yıllar önce bir tatil köyünde kaybolmuş ve onca yıldır hiçbir iz bulunamamıştır. Blomkvist, Harriet’in kayboluşunu araştırırken, işin içinde daha büyük bir aile sırrı ve tehlikeli bir hikaye olduğunu keşfeder.
Bu sırada, Blomkvist’in araştırmalarına Lisbeth Salander (Rooney Mara) adında, sosyal açıdan dışlanmış bir bilgisayar korsanı ve hacker olan genç bir kadın katılır. Lisbeth, Blomkvist’e yardımcı olmak için her türlü becerisini kullanır. Ancak, Lisbeth'in kendi karanlık geçmişi ve acılı geçmişi de, onu bu araştırmada karmaşık ve tehlikeli bir figür haline getirir.
Blomkvist ve Lisbeth birlikte, Vanger ailesinin sırlarını açığa çıkarmak ve Harriet Vanger’in kaybolmasının ardındaki gerçekleri ortaya koymak için çabalarını birleştirirler. Bu süreçte, aile içindeki karanlık ilişkiler, istismar, cinayetler ve kişisel travmalar gün yüzüne çıkar.
Ana Karakterler:
Lisbeth Salander (Rooney Mara):
Lisbeth Salander, hikayenin en ilgi çekici ve karmaşık karakterlerinden biridir. Sosyal olarak dışlanmış ve toplumdan yabancılaşmış olan Lisbeth, zekası ve bilgisayar becerileri ile tanınan bir hacker'dır. Lisbeth’in hayatı, aile içi travmalar, istismar ve toplum tarafından dışlanma ile şekillenmiştir. Ancak, onun bu dışlanmış ve intikam arayışındaki kişiliği, ona güçlü bir karakter ve büyük bir bağımsızlık kazandırmıştır. Lisbeth'in rolü, Rooney Mara tarafından canlandırılmıştır ve performansı büyük takdir görmüştür. Lisbeth’in görünümü (özellikle dövmesi ve saç stili), karakterin güçlü ve özgür ruhunu yansıtır.
Mikael Blomkvist (Daniel Craig):
Mikael Blomkvist, Millennium dergisinin yazarıdır ve kariyerinde büyük bir skandala karıştıktan sonra zor bir dönemden geçmektedir. Ancak, Blomkvist, Harriet Vanger’in kaybolmasıyla ilgili araştırmaları kabul ederek kendisini yeniden toplamak için bir fırsat görür. Blomkvist, kararlı, mantıklı ve düşünceli bir gazetecidir. Bu rolde Daniel Craig, James Bond rolünden farklı bir karakter olarak öne çıkmakta ve güçlü bir performans sergilemektedir.
Erika Berger (Robin Wright):
Erika Berger, Mikael Blomkvist’in iş arkadaşı ve aynı zamanda eski sevgilisi olan bir kadın gazetecidir. Robin Wright, Erika Berger rolüyle filmde önemli bir figür oluşturur. Berger, Blomkvist’e hem profesyonel anlamda yardımcı olur hem de kişisel ilişkilerinde ona destek verir.
Martin Vanger (Stellan Skarsgård):
Martin Vanger, Vanger ailesinin önemli bir üyesi ve Harriet’in kaybolduğu dönemdeki anahtar figürlerden biridir. Stellan Skarsgård tarafından canlandırılan Martin, filmdeki karanlık, gizemli ve tehditkar karakterlerden biridir. Ailesinin sırlarını korumaya çalışan Martin, filmi izlerken izleyiciyi sürekli şüpheye düşürür.
Zala (Yorick van Wageningen):
Zala, Lisbeth’in karanlık geçmişinin bir parçası olan ve ona büyük zarar vermiş olan bir karakterdir. Filmdeki önemli antagonistlerdendir.
Holger Palmgren (Steven Berkoff):
Holger Palmgren, Lisbeth Salander'in eski bakıcısı ve ona yardımcı olan bir avukattır. Palmgren, Lisbeth’e büyük bir güven ve destek verir.
Temalar ve Konular:
Kadın Hakları ve Şiddet:
The Girl with the Dragon Tattoo, kadına yönelik şiddet ve kadın hakları üzerine güçlü bir eleştiri içerir. Lisbeth Salander’in yaşadığı istismar ve travmalar, film boyunca önemli bir tema olarak işlenir. Filmin başında Lisbeth'in kişisel hikayesi, kadına yönelik şiddet ve toplumun kadınları dışlaması üzerine acımasız bir bakış açısı sunar.
Adalet ve İntikam:
Filmdeki ana karakterlerin birçoğu, adaletin sağlanması ve geçmişteki travmalarının intikamını almak için mücadele eder. Lisbeth, adaletin farklı bir biçimde sağlanması gerektiğine inanır ve bazen kendi yöntemleriyle adaleti sağlamaya çalışır. Aynı şekilde, Blomkvist de gerçekleri ortaya çıkarmak için sabırla çalışır.
Sosyal Eleştiri:
Film, toplumun gizli yönlerini ve bireylerin birbirlerine olan güvenini sorgular. Vanger ailesinin gizemli ve karanlık geçmişi, bir ailenin dışarıdan görünen mükemmelliğiyle gerçekteki yozlaşmışlık arasındaki çelişkileri gösterir.
Gizem ve Cinayet:
Harriet Vanger'in kayboluşu, filmin başından itibaren büyük bir gizem olarak izleyiciye sunulur. Film, cinayet, kaybolma ve sırlarla dolu aile ilişkileri üzerine kurulu bir dedektiflik hikayesi sunar.
Görsel ve Sinematografi:
David Fincher'in yönetmenliği, film boyunca karanlık, kasvetli bir atmosfer yaratır. Soğuk renk paleti ve gölgeleme teknikleri, filmin gerilim dolu havasını güçlendirir. Film, çarpıcı görseller, yoğun atmosfer ve hızlı tempolu sahneler ile dikkat çeker. Görsel anlatım, karakterlerin içsel dünyalarını ve duygusal hallerini yansıtır.
Trent Reznor ve Atticus Ross tarafından yapılan müzik, filmdeki atmosferi derinleştirir. Müzik, gerilim ve gizem yaratmak adına oldukça etkilidir.
Eleştiriler ve Başarı:
The Girl with the Dragon Tattoo, genel olarak olumlu eleştiriler aldı. Rooney Mara, Lisbeth Salander rolündeki olağanüstü performansı ile büyük övgü topladı. Daniel Craig de Blomkvist karakteriyle oldukça başarılı bir performans sergiledi. Film, hem gerilim hem de dram öğelerini başarıyla harmanladığı için geniş bir izleyici kitlesine hitap etti. Ancak, bazı eleştirmenler, filmin karanlık temasının ve şiddet içeren sahnelerinin izleyiciyi rahatsız edebileceğini belirtti.
Film, eleştirmenler tarafından yılın en iyi filmlerinden biri olarak kabul edildi ve birkaç Oscar ödülü adaylığı kazandı. Rooney Mara, En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar adaylığı aldı. Ayrıca, Trent Reznor ve Atticus Ross, filmin müzikleriyle En İyi Orijinal Müzik dalında Golden Globe kazandılar.
Genel Bilgiler:
Yönetmen: David Fincher
Senaryo: Steven Zaillian (kitap uyarlaması)
Yapımcılar: Scott Rudin, Ole Sondberg, Søren Stærmose, David Fincher
Müzik: Trent Reznor ve Atticus Ross
Çıkış Tarihi: 21 Aralık 2011 (ABD)
Süre: 158 dakika
Bütçe: 90 milyon dolar
Hasılat: 232 milyon dolar (dünya çapında)
Konu Özeti:
Film, Mikael Blomkvist (Daniel Craig) adında, Millennium adlı derginin muhabiri ve yazarı olan bir gazetecinin hikayesini anlatır. Blomkvist, işlediği bir skandalın ardından hapis cezası almış ve profesyonel kariyerine darbe almıştır. Bu süreçte, ona Harriet Vanger adlı kaybolmuş bir genç kadının kaybolma olayı üzerinde çalışması için bir görev gelir. Harriet Vanger, yıllar önce bir tatil köyünde kaybolmuş ve onca yıldır hiçbir iz bulunamamıştır. Blomkvist, Harriet’in kayboluşunu araştırırken, işin içinde daha büyük bir aile sırrı ve tehlikeli bir hikaye olduğunu keşfeder.
Bu sırada, Blomkvist’in araştırmalarına Lisbeth Salander (Rooney Mara) adında, sosyal açıdan dışlanmış bir bilgisayar korsanı ve hacker olan genç bir kadın katılır. Lisbeth, Blomkvist’e yardımcı olmak için her türlü becerisini kullanır. Ancak, Lisbeth'in kendi karanlık geçmişi ve acılı geçmişi de, onu bu araştırmada karmaşık ve tehlikeli bir figür haline getirir.
Blomkvist ve Lisbeth birlikte, Vanger ailesinin sırlarını açığa çıkarmak ve Harriet Vanger’in kaybolmasının ardındaki gerçekleri ortaya koymak için çabalarını birleştirirler. Bu süreçte, aile içindeki karanlık ilişkiler, istismar, cinayetler ve kişisel travmalar gün yüzüne çıkar.
Ana Karakterler:
Lisbeth Salander (Rooney Mara):
Lisbeth Salander, hikayenin en ilgi çekici ve karmaşık karakterlerinden biridir. Sosyal olarak dışlanmış ve toplumdan yabancılaşmış olan Lisbeth, zekası ve bilgisayar becerileri ile tanınan bir hacker'dır. Lisbeth’in hayatı, aile içi travmalar, istismar ve toplum tarafından dışlanma ile şekillenmiştir. Ancak, onun bu dışlanmış ve intikam arayışındaki kişiliği, ona güçlü bir karakter ve büyük bir bağımsızlık kazandırmıştır. Lisbeth'in rolü, Rooney Mara tarafından canlandırılmıştır ve performansı büyük takdir görmüştür. Lisbeth’in görünümü (özellikle dövmesi ve saç stili), karakterin güçlü ve özgür ruhunu yansıtır.
Mikael Blomkvist (Daniel Craig):
Mikael Blomkvist, Millennium dergisinin yazarıdır ve kariyerinde büyük bir skandala karıştıktan sonra zor bir dönemden geçmektedir. Ancak, Blomkvist, Harriet Vanger’in kaybolmasıyla ilgili araştırmaları kabul ederek kendisini yeniden toplamak için bir fırsat görür. Blomkvist, kararlı, mantıklı ve düşünceli bir gazetecidir. Bu rolde Daniel Craig, James Bond rolünden farklı bir karakter olarak öne çıkmakta ve güçlü bir performans sergilemektedir.
Erika Berger (Robin Wright):
Erika Berger, Mikael Blomkvist’in iş arkadaşı ve aynı zamanda eski sevgilisi olan bir kadın gazetecidir. Robin Wright, Erika Berger rolüyle filmde önemli bir figür oluşturur. Berger, Blomkvist’e hem profesyonel anlamda yardımcı olur hem de kişisel ilişkilerinde ona destek verir.
Martin Vanger (Stellan Skarsgård):
Martin Vanger, Vanger ailesinin önemli bir üyesi ve Harriet’in kaybolduğu dönemdeki anahtar figürlerden biridir. Stellan Skarsgård tarafından canlandırılan Martin, filmdeki karanlık, gizemli ve tehditkar karakterlerden biridir. Ailesinin sırlarını korumaya çalışan Martin, filmi izlerken izleyiciyi sürekli şüpheye düşürür.
Zala (Yorick van Wageningen):
Zala, Lisbeth’in karanlık geçmişinin bir parçası olan ve ona büyük zarar vermiş olan bir karakterdir. Filmdeki önemli antagonistlerdendir.
Holger Palmgren (Steven Berkoff):
Holger Palmgren, Lisbeth Salander'in eski bakıcısı ve ona yardımcı olan bir avukattır. Palmgren, Lisbeth’e büyük bir güven ve destek verir.
Temalar ve Konular:
Kadın Hakları ve Şiddet:
The Girl with the Dragon Tattoo, kadına yönelik şiddet ve kadın hakları üzerine güçlü bir eleştiri içerir. Lisbeth Salander’in yaşadığı istismar ve travmalar, film boyunca önemli bir tema olarak işlenir. Filmin başında Lisbeth'in kişisel hikayesi, kadına yönelik şiddet ve toplumun kadınları dışlaması üzerine acımasız bir bakış açısı sunar.
Adalet ve İntikam:
Filmdeki ana karakterlerin birçoğu, adaletin sağlanması ve geçmişteki travmalarının intikamını almak için mücadele eder. Lisbeth, adaletin farklı bir biçimde sağlanması gerektiğine inanır ve bazen kendi yöntemleriyle adaleti sağlamaya çalışır. Aynı şekilde, Blomkvist de gerçekleri ortaya çıkarmak için sabırla çalışır.
Sosyal Eleştiri:
Film, toplumun gizli yönlerini ve bireylerin birbirlerine olan güvenini sorgular. Vanger ailesinin gizemli ve karanlık geçmişi, bir ailenin dışarıdan görünen mükemmelliğiyle gerçekteki yozlaşmışlık arasındaki çelişkileri gösterir.
Gizem ve Cinayet:
Harriet Vanger'in kayboluşu, filmin başından itibaren büyük bir gizem olarak izleyiciye sunulur. Film, cinayet, kaybolma ve sırlarla dolu aile ilişkileri üzerine kurulu bir dedektiflik hikayesi sunar.
Görsel ve Sinematografi:
David Fincher'in yönetmenliği, film boyunca karanlık, kasvetli bir atmosfer yaratır. Soğuk renk paleti ve gölgeleme teknikleri, filmin gerilim dolu havasını güçlendirir. Film, çarpıcı görseller, yoğun atmosfer ve hızlı tempolu sahneler ile dikkat çeker. Görsel anlatım, karakterlerin içsel dünyalarını ve duygusal hallerini yansıtır.
Trent Reznor ve Atticus Ross tarafından yapılan müzik, filmdeki atmosferi derinleştirir. Müzik, gerilim ve gizem yaratmak adına oldukça etkilidir.
Eleştiriler ve Başarı:
The Girl with the Dragon Tattoo, genel olarak olumlu eleştiriler aldı. Rooney Mara, Lisbeth Salander rolündeki olağanüstü performansı ile büyük övgü topladı. Daniel Craig de Blomkvist karakteriyle oldukça başarılı bir performans sergiledi. Film, hem gerilim hem de dram öğelerini başarıyla harmanladığı için geniş bir izleyici kitlesine hitap etti. Ancak, bazı eleştirmenler, filmin karanlık temasının ve şiddet içeren sahnelerinin izleyiciyi rahatsız edebileceğini belirtti.
Film, eleştirmenler tarafından yılın en iyi filmlerinden biri olarak kabul edildi ve birkaç Oscar ödülü adaylığı kazandı. Rooney Mara, En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar adaylığı aldı. Ayrıca, Trent Reznor ve Atticus Ross, filmin müzikleriyle En İyi Orijinal Müzik dalında Golden Globe kazandılar.
Henüz hiç yorum yapılmamış.
İlk yorumu yapan sen olmak istemez misin?